23 Federal Yönetmelikler Yasası (CFR 635.109), Federal destekli (Federal-Aid) otoyol projeleri için standart "Farklı Saha Koşulları" sözleşme maddesine yönelik politikaları, gereksinimleri ve prosedürleri içerir. Özet olarak, Eyalet yasaları tarafından yasaklanmadıkça, Bölüm 635, "farklı saha koşulu" maddesinin , Başlık 23 kapsamında, onaylanan her otoyol projesinin bir parçası haline getirilmesini ve bu projeye dahil edilmesini gerektirir.
Bu kılavuz, farklı saha koşullarının jeoteknik yönleri, yeterli zemin etüdü, karayolu kurumları tarafından zemin bilgilerinin açıklanması , paylaşılması ve bu tür bilgilerin yüklenicinin farklı saha koşullarıyla ilgili zemin koşulları riskini ve buna bağlı hak taleplerini azaltmak veya çözmek için kullanımı hakkında bilgi sağlar.
Gerçekçi, nitelikli zemin verileri ve jeoteknik analizlerin açıklanması hakkında tavsiyeler verilmiştir. Jeoteknik tasarım özet raporlarının (GDSR) kullanımları açıklanmış ve eklerde tipik bir rapor taslağı verilmiştir.
1. Amaç
Bu belgenin amacı, zemin koşullarıyla ilgili olarak "farklı saha koşulları" (DSC) sözleşme maddesinin pratik uygulamasına ilişkin kılavuzlar sağlamak ve temel veya inşaat malzemesi olarak kullanıldığında toprak ve kaya malzemelerinin değişken doğasını ele almaktır. Jeoteknik, Tasarım ve İnşaat personeli bu kılavuzdan yararlanmalıdır.
Zemin bilgilerinin teklif sahiplerine açıklanması ve sunulması konusunda tavsiyeler verilmektedir. Bu tavsiyelerin amacı, kısmen, ihalede yeraltındaki inşaat kalemlerinden kaynaklanan yapımcının risk payını azaltmak,öngörülemeyen zemin sorunlarını erken ele almak ve farklı zemin koşullarına dayalı maliyet ve inşaat süresinde artış getiren yüklenici hak taleplerinin adil çözümlenmesi için bir temel sağlamaktır. Zemin koşulları riskini hem maliyet hem inşaat süresi olarak, Kontratta DSC hükmü olmazsa, riski azaltmak için fiyat teklifini artırması gereken yükleniciler karşılar.
2. Arkaplan
Federal'in değişen koşullarla başa çıkma çabalarının geçmişi, Federal-Aid çalışması için geçerli olan mevcut DSC hükmünden çok eskidir. 1926'da Federal Sözleşmeler ve Düzeltmeler Kurulu, tüm Federal inşaat sözleşmelerine bir DSC hükmünün dahil edilmesini gerekli kıldı. Kurul, sözleşmeden sonra ortaya çıkan değişik zemin koşulları riskini azaltmak veya ortadan kaldırmak ve ihale öncesi yüklenicilerin zemin etüdü yapmak (HT: idare tarafından ihale dökümanları arasında verilmediği için teklif verenler kendileri gerekli gördükleri takdirde) üzere maruz kaldığı gizli maliyet artışını sınırlamak için gerçekleştirildi. Orijinal hüküm yalnızca zemin koşullarının sözleşmede belirtilen jeoteknik şartlardan önemli ölçüde farklı olduğu durumlarda geçerlidir. 1935 yılında bu madde, sözleşmenin zemin koşulları açısından sessiz kaldığı, ancak yüklenicinin normalde karşılaşılan koşullardan önemli ölçüde farklı öngörülemeyen durum, olağandışı koşullarla karşılaştığı durumları içerecek şekilde genişletildi.
23 Federal Yönetmelikler Yasası, CFR 635.109'da belirtildiği gibi mevcut DSC maddesi, tüm Federal-Aid otoyol sözleşmeleri için geçerlidir. 23 Federal Yasa, Eyalet yasalarına göre yasaklanmadıkça veya eyalet yasalarına göre başka türlü tanımlanmadıkça, tüm Federal-Aid Karayolu Sözleşmelerinin belirtilen DSC maddesini içermesini gerektirdiğini unutmayın.
Bir DSC talebinde (uyarısında) bulunan bir yüklenici, ya zemin koşullarının, sözleşme belgelerinin makul bir yorumundan beklenebileceklerden önemli ölçüde farklı olduğunu ya da olağan olarak karşılaşılanlardan önemli ölçüde farklı olan olağandışı, bilinmeyen bir fiziksel koşulun mevcut olduğunu iddia eder. Yüklenicinin inşaat sırasındaki hak talebi ve sorunlarının önemli bir kısmı yeraltı koşulları ve toprak / kaya yapı malzemeleri ile ilişkilidir. Bunun başlıca nedeni, doğal toprak ve kaya oluşumlarının ve malzemelerin karmaşıklığı ve değişkenliğidir. DSC'ye dayalı müteahhit hak talepleri tutarı olarak milyonlarca dolarlık inşaat süresini arttıran jüri kararları kaydedilmiştir. Federal-Aid karayolu projelerinde farklı zemin koşulları nedeniyle mahkemelerde karara bağlanmış yıllara göre sınıflanmış tazminat kaydı bulunmamaktadır. Bununla birlikte, Ordu Mühendisleri Birliği, son on yılda (1980-1990), inşaat sözleşmelerinde hak taleplerinin % 200'den fazla arttığını ve şu anda yılda ortalama bir milyar dolar tutarını aştığını belgeledi.
Jeoteknik sorunların tasarım aşamasında erkenden anlaşılması, zemin koşulları riskini ve dolayısıyla teklif fiyatlarını düşürmenin hala en iyi yoludur. Bu normalde, nihai tasarımdan (kesin proje) önce yeterli bir zemin araştırması yapılması anlamına gelir. Sözleşme belgelerinde mevcut zemin veri raporunun bütünüyle açıklanması, hem yüklenici hak taleplerinin önlenmesinde hem de yapılacak iş için adil tekliflerin alınmasında önemli bir faktördür. İlgili zemin veri raporu, sözleşme belgelerinde ayrıntılı olarak sunulabilir veya teklif verenlerin merkezi bir yerde incelemesine açılabilir. Gerçekte sunulan zemin bilgisinin miktarı ve sözleşme belgelerindeki sunum yöntemi, projenin karmaşıklığına bağlı olarak değişebilir. En karmaşık projeler genellikle, zemin koşullarıyla ilgili olası hak taleplerinin çözümü için ortak bir jeoteknik baz hattı (baseline) oluşturmak üzere sözleşme belgelerinin yasal bir parçası olarak bir “Jeoteknik Tasarım Özet Raporu” (GDSR) içerir.
3. Farklı Saha Koşulları(DSC) Maddesi
Belirli bir bölgedeki zemin koşulları, doğal jeolojik süreçlerin, erozyon gibi fiziksel olaylar veya insanların etkisiyle zaman içinde değişime uğrayan doğal sonuclarıdır.
Karayolları İdareleri, zemin koşullarının genel bir değerlendirmesine izin vermek amacıyla yükleniciye iyi niyetle zemin bilgilerini rutin olarak sağlar. Ancak öngörülemeyen durumlar ortaya çıkabilir ve meydana gelir. Bu gibi durumlarda yükleniciye, öngörülemeyen durumla ilişkili ekstra iş için adil bir şekilde tazminat ödenmeli ve inşaat süresi uzatılmalıdır.
23 CFR 235.109'da belirtildiği gibi DSC maddesini jeoteknik özelliklere uygulamak ve inşaat personeline, jeoteknik özellikler içeren projede, DSC uyarıları veya hak taleplerinin etkili bir şekilde ele alınmasında yardımcı olmak üzere aşağıdaki kılavuzlar ve tavsiyeler geliştirilmiştir
A. İdarenin şartnamelerine dahil edilecek "FARKLI SAHA KOŞULLARI" (DSC) sözleşme maddesinin yazımı için Kılavuz (23 Federal Yönetmelik CFR 235.109'dan):
235.109a. İşin ilerlemesi sırasında, sahada sözleşmede belirtilenlerden önemli ölçüde farklı zemin veya gizli fiziksel koşullarla karşılaşılırsa veya sahada, normalde karşılaşılan ya da genellikle sözleşme konusu işe has olduğu kabul edilen ayırt edici zemin özelliklerinden önemli ölçüde farklı olağan dışı nitelikte bilinmeyen fiziksel koşullarla karşılaşılırsa, bu durumu farkeden taraf, saha bozulmadan ve etkilenen iş yapılmadan önce saptanan farklı koşulları diğer tarafa derhal yazılı olarak bildirecektir.
235.109b. Yazılı bildirim üzerine, Mühendis durumu araştıracak ve bunların önemli ölçüde farklı olduğu ve sözleşme kapsamındaki herhangi bir işin yapılması için gereken maliyet artışına veya inşaat süresinin artmasına veya azalmasına neden olduğunun tespit edilmesi halinde, tahmin edilen kar payı hariç olmak üzere bir düzeltme yapılacak ve sözleşme buna göre değiştirilecektir. Mühendis, sözleşme değişikliği yapılmasına karar verilirse yükleniciyi bilgilendirecektir.
235.109c. Yükleniciye kar payı yaratan sözleşme değişikliği gerekli yazılı bildirimi yapmamış ise, yapılmaz.
235.109c. Karşılaşılan koşulların sözleşmeden farklı olmadığı bölgelerde, işin etkilendiği iddiasıyla bu madde kapsamında hiçbir sözleşme düzenlemesine izin verilmeyecektir. (Bu hüküm Devlet Karayolu İdareleri tarafından kendi tercihlerine göre ihmal edilebilir.)
Bu DSC maddesi, Jeoteknik uygulamayla ilgili olarak aşağıda berraklık kazandırma amacıyla derinlemesine incelenen birkaç önemli noktayı içermektedir:
KOŞULLARIN TÜRLERİ: DSC hükmü, iki farklı zemin durumu için muafiyet sağlar.
"Sahada, sözleşmede belirtilenlerden önemli ölçüde farklı olan zemin veya gizli fiziksel koşullar." Genellikle DSC Tip I koşulları olarak anılır, ve
" Sahada, normalde karşılaşılan ve sözleşmede belirtilen iş'e has olduğu kabul edilen genel ayırt edici karakterden farklı olan olağan dışı nitelikteki bilinmeyen fiziksel koşullar "; genellikle Tip II koşulları olarak anılır.
YERÜSTÜ ZEMİN : DSC maddesi, gömülü, yeraltı farklı saha koşulları ile sınırlı değildir. Sondajlar tamamlandıktan sonra yapılan doldurma gibi sözleşmede gösterilenlere göre zemin kotlarındaki farklılıklar, zemin seviyesinde veya üzerinde farklı bir saha koşulunun bir örneğidir.
SUÇ YOK : Bir DSC iddiası için kusurlu tarafın belirlenmesi veya sözleşme ihlalinin ispatı gerekli değildir. Tek şart, karşılaşılan koşulların sözleşmede belirtilenlerden veya belirli bir iş ve / veya söz konusu belirli saha için makul bir şekilde öngörülmesi gereken koşullardan önemli ölçüde farklı olduğunun kanıtlanmasıdır.
BİLGİ : Yüklenici durumu biliyorsa veya durumu makul olarak , örneğin bir saha ziyareti yoluyla, bilmesi gerekliyse, sözleşmede keşif artışı düzenlemesi yapılmaz.
TAZMİNAT : Bildirimde iddia edilen keşif artışının nedeni DSC olmalıdır. Yazılı bildirim, DSC'nin ayrıntılarını ve keşif artışına neden olmak için zemin özelliklerinde karşılaşılan önemli farkın ne olduğunu açıklamalıdır.
BİLDİRİM : Madde, herhangi bir DSC'nin derhal ve bu tür koşullar daha fazla bozulmadan önce yazılı olarak bildirilmesini gerektirir. Maddenin bu kısmı, tüm taraflarca iyi niyet gösterilmediği sürece tartışmalı bir anlaşmazlık yaratabilir. Bu bildirimin amacı, İdareye, kanıt yok edilmeden önce böyle bir koşulun var olup olmadığını belirleme ve tasarımı değiştirerek veya işin tasfiyesi yoluyla mali sonuçları hafifletme fırsatı sağlamaktır. İdarenin Jeoteknik mühendisi, yüklenicinin çalışmaya gecikmeden devam etmesini sağlamak üzere makul bir süre içinde saha ziyareti ve incelemesini tamamlamalıdır.
Yüklenici tarafından duruma ilişkin sözlü / yazılı raporların hazırlandığı ve İdarenin yükleniciye verdiği yanıt sürecinde program yapılırken saha şartlarının süreç içinde bozulmasından kaynaklanan olası etkiler dikkate alınmalıdır. Ancak, ihbarda bulunulmaması mal sahibine zarar vermedikçe, bir iddia engellenmeyecektir.
FİZİKİ DURUM : DSC maddesi yalnızca fiziksel koşullarla ilgilidir; sözleşmeyi etkileyebilecek resmi, politik veya ekonomik nedenlerle ilgili değildir.
B. Jeoteknik "FARKLI SAHA ŞARTLARI" Kavramının Tanımı:
TİP I DSC KOŞULU - Bir Tip I koşulu, sözleşme belgelerinde belirtilenden önemli ölçüde farklı bir zemin koşuluyla veya gizli durumla karşılaşıldığında oluşur. Bu nedenle sözleşme belgeleri beklenen koşullara ait bazı göstergeler (indication) içermelidir ve gerçek koşullar bu göstergeden farklı olmalıdır. İki genel gösterge türü vardır; "direk, dolaysız" ve "genel veya dolaylı göstergeler ". Dolaysız göstergeler, sondaj noktaları, zemin kotları, düzenli kayıtlar (loglar), zemin etüd ve raporları, yeraltı suyu seviyeleri ve temel araştırması raporu gibi teklif sahiplerine sunulan çalışmalardır. Genel veya dolaylı göstergeler ise, makul şekilde planları ve şartnameleri okuyarak yapılabilecek çıkarımlardır.
Tip I DSC için test, göstergeleri gerçekte karşılaşılan durumla kıyaslamaktır. Eğer iki durum
farklı ise, bir Tip I DSC mevcuttur. Unutmayın, Tip I DSC sözleşmede zemin koşulları veya gizli durumlar hakkında bilgi verilmemesi ( gösterge olmaması) durumunda mevcut olamaz. Bu gibi durumlarda, ya Tip II DSC ya da bir hak talebi (DSC dışı) yüklenici tarafından yapılabilir.
Bir zemin araştırması yapma görevi genellikle İdareye düşer . İdare, sadece teklif sahiplerinin beklenmedik durumları (bilinmeyen riskler) karşılamak üzere teklif fiyatında yaptığı gereksiz artışlardan kaçınmak değil ve aynı zamanda teklif öncesi (yüklenicinin zemin etüdleri yapması gibi ) gizli maliyetleri de engellemek ister. İdarenin zemin araştırma sonuçları hem proje tasarımında kullanılır hem de sözleşme belgelerinin bir parçası olarak teklif sahiplerine verilir. Sonuçta ortaya çıkan tasarım zemin verilerini dolaylı olarak gösterir ve zemin araştırma sonuçları da ihale ve inşaatın dayandırılacağı zemin koşullarını tarif eder. Bu sonuçların sunulması ayrıca DSC maddesinin uygulanması sürecinin temelini teşkil eder. Tip I DSC ile ilişkili hak talepleri (HT: müteahhitin yazılı bildirimi yerine) genellikle idare yeterli bir zemin etüdü yapmadığında ve projeleri, yeraltı durumunun doğası hakkında kendi varsayımlarına göre hazırladığı durumlarda ortaya çıkar.
Genel olarak bir Tip I DSC'nin ispatlanması, aşağıdaki örnekte belirtildiği gibi Tip II DSC'den daha kolaydır.
Örnek I
İdare tarafından hazırlanan projelerde, proje raporlarında jeolojik açıdan kum tepeleri olarak tanımlanan bir alanda 50 m kare izdüşümü kaplayacak şekilde otoyol bakım binası tasarlandı. Bu alanın saha ziyareti sırasında incelemesi, kumul arazilerine özgü nazikçe yuvarlanan topografiyi ortaya çıkardı. Planlar, önerilen binanın köşelerinde alınan dört sondaj için sondaj kütüklerini içeriyordu. Ayrıca toprak örnekleri, laboratuar test bilgileri ve temel raporu isteklilere sunulmuştur. Tüm yeraltı sondaj bilgileri, toprak profilinin tam derinliği için ince kum malzemesi gösterdi. Bodrum kazısı, götürü fiyat olarak teklif edildi. Kazı sırasında öngörülemeyen durumla karşılaşılmış; 10x10x5 metre boyutlarında devasa bir kaya parçasına rastlanmıştır (HT: Sondaj logları köşe noktalarda ince kum göstermesine karşın kazilan bölgede kaya çıkmış olduğu varsayılıyor) Kayanın patlatılarak kaldırılması, zemin koşulları sözleşme belgelerinde belirtilenden önemli ölçüde farklı olduğu için Tip I DSC'yi temsil ediyordu..)
TİP II DSC KOŞULU - Tip II DSC fiziki saha koşulları; olağandışı, bilinmeyen ve normal olarak sahada karşılaşılan ve sözleşmede belirtilen iş'e has olduğu kabul edilen genel ayırt edici zemin özelliklerinden veya coğrafi alana has fiziksel saha koşullarından önemli ölçüde farklı olan bir durumdur.
Tip II DSC, sözleşme belgelerinde belirtilmeyen, yüklenicinin başka herhangi bir kaynaktan bilgi sahibi olmadığı ve makul olarak beklenmeyen koşullardır. İspat yükümlülüğü ağırdır ve yüklenici, bu durumun doğası gereği olağandışı olduğunu ve normal olarak karşılaşılanlardan önemli ölçüde farklı olduğunu göstermekle yükümlüdür. Yükleniciler, sözleşme koşul hakkında sessiz kalsa bile, tazminat için bir temele sahip olabilir çünkü Tip II DSC, sözleşme göstergeleri ile gerçek durum arasında bir karşılaştırma gerektirmez.
Tip II DSC, gerçek durum ile yüklenicinin makul olarak bekleyeceği zemin koşulları arasında, ihtiyatlı bir teklif verenin işin miktarı, kalitesi ve işin gerçekleştirilmesi için yöntemlerle ilgili bir yargıya varırken mutat olarak dikkate alınan tüm faktörleri hesaba katarak karşılaştırma yapmasını gerektirir. Kararlar, makul ölçüde deneyimli bir yüklenicinin (jeolog veya jeoteknik mühendisi değil) sözleşme belgelerinin (HT: Projeler, şartnameler, zemin etüdü, keşif cetveli) incelenmesinden sonra teklif öncesi saha incelemesi sırasında gözlemleyeceği şeylere dayanmaktadır. Cevaplanması gereken ana sorular şudur: "İhale esnasında, teklif verenin yargısı ve yorumu makul muydu ve durum coğrafi bölge için olağandışı mıydı?"
Ayrıca, ihale sırasında Tip II DSC olarak nitelendirilebilmesi için alışılmadık bir koşul önceden bilinmemelidir. Durum olağandışı ve idare hem de yüklenici veya yalnızca yüklenici tarafından bilinmiyorsa, bir DSC mevcuttur. Bir idare koşulun farkındaysa, ancak teklif vermeden önce bilgileri makul bir şekilde beyan etmiyorsa, yüklenicilerin yanlış beyan, gizleme veya sözleşmenin ihlali temelinde hak talebinde bulunma yolu vardır.
Yüklenici teklif vermeden önce durumu biliyorsa, Tip II koşul talep edilemez. Ayrıca, koşulun yüklenici tarafından makul bir şekilde öngörülmesi gerekiyorsa, farklı bir saha koşulu mevcut değildir. Şantiyedeki bilinmeyen fiziksel koşullar, yüklenici tarafından makul bir saha denetimi ile keşfedilecek olağandışı ve anormal şartları içermez. Saha ziyareti yapmamak, özellikle projelerde böyle yapılması konusunda uyarılmışsa, teklif sahibinin tespitlerinin, sözleşme değişikliği için hiçbir temel oluşturmayan, basitçe "hatalı temele dayanan bir tahmin" olarak değerlendirilmesine neden olabilir.
Tip II farklı saha koşulunun oluşturulmasında basit, temel bir test, aşağıdaki örnekte gösterildiği gibi, makul beklentilere karşı gerçekte karşılaşılan koşulların testidir.
Örnek II
Yerel olarak kum tepeleri içerdiği bilinen bir sahada 50 m2'lik bir alanı kaplayacak şekilde bir otoyol bakım binası tasarlandı. Sahanın incelenmesi, kumul alanlarına özgü nazikçe yuvarlanan topografiyi ortaya çıkardı. Bununla birlikte, planlar zemin koşullarında sessiz kaldı. Bodrum kazısı, götürü usule dayalı olarak teklif edildi. Kazı sırasında 10x10x5 metre boyutlarında devasa bir kaya parçasına rastlanmıştır. Kayanın patlatılarak kaldırılması, sözleşme belgelerinde hiçbir zemin bilgisi dahil edilmediğinden Tip II DSC'yi temsil etmektedir, bu öngörülemeyen durum yaygın olarak bilinen alan jeolojisi veya yerel kazı bilgileriyle eşleşmemektedir ve teklif sahibi tarafından saha ziyareti sırasında tespit edilememiştir.
4. Asgari Zemin Etüdü
İnşaat sorunları, değişiklik talepleri ve hak talebi olasılığını en aza indirmek için yeterli bir zemin etüdü gereklidir. Böyle bir yeterli zemin etüdü, arazi keşfi veya saha incelemesi sırasında tespit edilen olası inşaat problemlerinin kaynaklarını belirlemek için yeterli miktarda sondaj, örnekleme ve testi içermelidir. Araştırma sürecinde ASTM, AASHTO tarafından kabul edilen veya ajans tarafından belirlenen standart prosedürler izlenmelidir.
Ek A, kılavuz zemin etüdü kriterlerini içerir. Bu bilgi, FHWA "Kontrol Listesi ve Jeoteknik Raporları ve Ön Planları ve Spesifikasyonları Gözden Geçirmeye Yönelik Şartnameler" El Kitabından alınmıştır.
5. Açıklanacak Zeminle İlgili Belgeler
Aralık 1994'te FHWA, karayolu idaresi tarafından ihale belgelerinde zemin bilgilerinin açıklanmasına yönelik uygulamayla ilgili bir ulusal anketi tamamladı. Ek B olarak eklenen anketin sonuçları, idareler arasında uygulamada farklılıklar olduğunu göstermektedir, ancak idarelerin çoğu gerçek zemin bilgileri için açık bir beyan politikası benimsemiştir. Gerçek zemin bilgilerinin (ihale belgeleri arasında ) beyan edilip edilmeyeceği sorusunun, idare bir karar vermeden önce, hem hukuk hem de mühendislik açısından dikkate alınması gereken birçok yönü vardır.
A . Zemin Bilgilerinin Açıklanması
Bu kılavuzda "açıklama veya beyan" terimi, proje ilanının yapıldığı tarihe kadar tasarımcıların kullanımına açık konuya uygun zemin bilgilerinin teklif sahiplerine resmi bir bildirim olarak duyurulmasıdır. Beyan, genellikle teklif sahiplerine sunulan sözleşme belgelerinde yer alan zemin bilgilerinin bir listesi şeklindedir. Genel olarak, zemin veri raporu, jeoteknik rapor (verileri yorumlayan) ve vasıflandırılmış (yeniden yapılandırılmış) olarak tanımlanabilir (örneğin, tarihi kayıtlardan çıkarılan eski sondajlar gerçeklere dayalı olabilir veya olmayabilir ama güncelleştirilerek vasıflandırılır ve yeniden yapılandırılır). Uygunluk sorunu yüzünden bilgilerin beyan edilmemesi durumu, genellikle idarenin bazı yorumların veya özel bilgilerin projenin inşaatı üzerinde bir etkisi olmadığını düşündüğü durumlardır. İlgili olmayan bilgilere örnek olarak, daha sonra değiştirilmiş akslarla ilgili jeoteknik bilgiler, tasarım alternatiflerinin teknik veya ekonomik karşılaştırmaları vb. gösterilebilir.
Yeraltı bilgilerinin teklif sahiplerine beyan edilmesi karayolu idareleri için geçmişte hassas bir konu olmuştur. Bununla birlikte, geçmişte yapılan çalışmalarda beyan konusunun işleyişinde, belirli ilkeler netleşti:
Mahkemeler, idarelerin sahip olduğu veya mevcut olduğunu bildiği işle ilgili (işe uygun) bilgileri, eğer makul olarak bu bilgilerin ihale ve yapım aşamasında önemli seviyede etkili olması bekleniyorsa, yükleniciye karşı beyan etme yükümlülüğü olduğunu belirtmiştir.
Genel sorumluluk reddi beyanları (istisna maddeleri) mahkemeler tarafından benimsenmemekte ve genellikle uygulanmamaktadır.
Dar bir şekilde uyarlanmış, belirli (konuya özel) sorumluluk reddi beyanları mahkemeler tarafından uygulanabilir.
İdare, aşağıdaki durumlarda zemin koşulları riskini üstlenir:
İlgili (konuya uygun) zemin bilgileri teklif verenlerden saklanırsa,
Yanlış test verileri veya sonuçları sağlanmışsa,
Teklif sahiplerine ya yeterli zemin bilgisi sağlanmamıştır veya kendi zemin incelemelerini yapmak için imkan verilmemiştir,
Yükleniciye, kusurlu planlar veya şartnameler sağlanması ayrı ve farklı bir dava konusu teşkil edebilir olmasına rağmen, kusurlu planlar veya şartnameler sağlanması;
Teklif sahiplerine sunulan yorumlayıcı bilgiler, nitelikli geoteknik mühendisler veya mühendislik jeologları tarafından analiz edilmiş ve yorumlanmış olmalıdır.
Hedefler : Sözleşme belgelerinde açıklanan bilgiler, tasarım mühendisinin oluşturduğu tasarım ve yapım koşullarının jeoteknik baz hattı (öngörülen zemin koşulları, göstergeler) kapsar. Böylece tasarımcının (kullandığı jeoteknik taban) aracılığıyla idare, bir jeoteknik baz hattı (baseline) belirlemek üzere veritabanını oluşturmuş olur. Zemin altı bilgilerinin tam beyanı ile jeoteknik baz hattının oluşturulması , İdarenin inşaat açısından olumlu bir başlangıç olacağına inancını gösterir. Bilginin bu şekilde tam olarak açıklanması idare ve yüklenici arasındaki ilişkiye pozitif etki yapar. İdarenin oluşturduğu jeoteknik baz hattı “Farklı Yeraltı Koşulları” DSC taleplerinin hazırlanması ve çözümlenmesi için baz teşkil eder.
Çekinceler : Tam beyanla ilgili ifade edilen temel çekince, gerçek bilgilerin (dolaysız göstergeler) açıklanması değil yorumlayıcı bilgilerin (dolaylı göstergeler) açıklanmasıdır. Endişenin konusu, jeoteknik baz hattınin oluşturulması sırasında jeoteknik mühendisinin bilgileri yanlış yorumlamasıdır. Aşırı ihtiyatlı yorumlar yüklenicinin yaratıcılığını azaltarak (öngörülemeyen durum alanını genişleterek) maliyet artışına sebep olabilir. Öte yandan, yorum aşırı iyimser ise, inşaat sırasında hak talebi ihtimali artabilir. Endişeli idareler, beyanı yalnızca gerçek verilerle (dolaysız göstergeler) sınırlayabilir ve yorumları müteahhide bırakır. Tam beyanla ilgili endişeler, (idareyi temize çıkarmak için) istisna maddelerinin sözleşmeye dahil edilmesi yoluyla telafi edilmemelidir. Bu gibi maddeler:
"Yüklenici , İdareye ait raporların, sondajların, testlerin ve diğerlerinin içeriğini idarenin garanti etmediğini ve gene idarenin bu tür raporları derlemek için kullanılan materyal ve her ne olursa olsun bunun doğruluğu ile ilgili sorumluluk almadığını kayıt ve kabul eder."
" İnşaatın hangi koşulda olacağına ilişkin beyanlar yani projeler, topografik etüdler, ölçümler, boyutlar dahil olmak üzere hesaplamalar, tahminler, sondajlar vb. yalnızca tekliflerin karşılaştırılması için bir temel sağlar ve hatta idare bunların yaklaşık olarak dahi doğru olduklarına garanti vermez veya tebliğ etmez.Yüklenici, işi etkileyen tüm koşulları, gereken işçilik ve malzeme ile ilgili bilgileri kendi soruşturması ve araştırmasıyla toplar teklifini sadece buna dayanarak hazırlar. "
İdare böylece zemin etüdünü hazırlayan profesyonel mühendisleri küçük düşürmenin yanı sıra, bu tür hükümler müteahhitlerin algılanan riskli durumlara karşı teklif fiyatını arttırmasına neden olur.
Zemin Etüdünü Beyan Etme Nedenleri : İdare proje geliştirme aşamasında, proje sahasındaki zemin koşulları hakkında bilgi toplamak için aylarca çalışır. İdarenin mühendisleri, proje tasarımında mevcut verilerin güvenilirliğini ve temsil edebilirliğini değerlendirirler. Müteahhit, diğer tarafta, ihale sırasında mevcut verilerin hepsini sindirmek ve yorumlamak için sınırlı bir süreye sahiptir. Jeoteknik bilgilerin sözleşmeye dahil edilmesi, 'farklı saha koşullarında' farkların hesaplanması için hem yükleniciye hem idareye tutarlı bir jeoteknik baz hattı verir.
Beklenenden farklı bir saha ile karşılaşma riskini hiçbir kuvvet ortadan kaldıramaz. Ancak, jeoteknik baz hattının iyi tanımlanması sayesinde “Farklı Saha Koşulunu” neyin oluşturduğuna ilişkin maliyet artışı, masraflı bir uzlaşmazlık ihtimali ve hukuki dava riski ortadan kalkmasa da büyük ölçüde azalır. Ayrıca, yeterli bir zemin araştırması, yüklenici risk payını azaltır, yüklenicinin yaratıcı olma fırsatını arttırır ve DSC talebi durumunda hızlı, adil bir çözüme izin verir. Yüklenici ayrıca teklifin hazırlanması için iyi tanımlanmış bir altyapıya sahip olması ve öngörülemeyen zemin koşulları maruziyet sınırlarının baz hattı sayesinde net olarak bilinmesiyle haklarını koruyabilir. Yeraltı bilgilerinin beyan edilmemesi uzlaşmazlık durumunda "üstün bilgi doktrini" vasıtasıyla yüklenici safında yasal bir savunma oluşturabilir.
B . Yeraltı Bilgilerinin Dağıtılması
Teklif sahiplerine zemin bilgilerinin sunulması birkaç şekilde olabilir. İzlenecek temel kural, ilgili tüm tarafların sunulan bilgilere erişiminin olmasıdır.
İşle ilgili olgusal bilgiler genellikle sözleşme belgeleri arasında veri raporunda ayrıntılı olarak gösterilir. Olgusal bilgiler, zemin etüdü sonuçlarını, saha veya laboratuvar testlerini, inşaat öncesi test programlarından alınan kayıtları ve enstrümantasyon kayıtlarını içerebilir. Toprak veya kaya örnekleri, teklif sahiplerine yaygın olarak sunulan olgusal bilgilerdir. Olgusal bilgiler, belirli bir zamanda belirli bir yerde var olan gerçek bir durumu temsil eder. Olgusal bilgilerin, standart teknikler kullanılarak kalifiye personel tarafından elde edildiği varsayılır. Olgusal veriler, teklif sahiplerine verileri kolayca inceleme fırsatı vermek için genellikle bir özet veya grafik halinde verilir.
Verilerin kaynağı idarenin veya tasarım personelinin kontrolü altında olmayabileceğinden, bazı olgusal bilgilerin vasıflanması (yeniden yapılanma) gerekebilir. En yaygın olarak vasıflanan veriler, proje zemin bilgilerini desteklemek için kullanılan tarihi zemin bilgileri veya jeolojik / pedolojik kayıtlar veya tarihi inşaat kayıtlarıdır. Bu tür bilgiler, eğer uygunsa ve düzgünce vasıflandırılarak (veya güncellenerek) kullanmaya uygun hale getirilirse, ya sözleşme belgelerinde sunulabilir ya da öngörülen bir zaman ve yerde teklif sahiplerinin incelemesine açılabilir.
Jeoteknik rapordaki analizler, yeraltı çökeltilerinin kontur planlarını, zemin profillerini veya temel raporlarında kullanılan jeoteknik bilgileri ihtiva eder. Karmaşık projeler, idarenin referans vererek teknik şartnamenin bir parçası haline getirdiği esasında bağımsız bir rapor olarak hazırlanan "Jeoteknik Tasarım Özet Raporu" (GDSR) yaklaşımını kullanabilir. GDSR, tasarım ve inşaat için öngörülen koşullara ilişkin tasarım mühendisinin jeoteknik analizini içerir. Tipik bir GDSR yalnızca yeraltı verilerini içermez, aynı zamanda hem beklenen zemin davranışı hem de inşaat zorlukları hakkında görüşler sunar. GDSR'nin işlevi, sözleşme belgelerinde başka bir yerde bulunan olgusal bilgileri basitçe tekrarlamak değil, projelerde yer alan tasarım ve şartnamelere yol açan düşünce sürecini açıklamaktır. Deneyimler, GDSR'nin, genellikle sözleşme belgelerinde sağlanan ham (çok az yorumlanarak veya hiç yorumlanmadan sunulan) veri raporlarına nazaran karşılaşılması muhtemel gerçek koşulların daha gerçekçi bir tasvirini sağladığını göstermektedir. Birçok claim (ve sonuçta ortaya çıkan anlaşmalar), müteahhidin teklif hazırlamasında anahtar olan sondaj kütüklerine dahil edilen (veya atlanan) bir veya iki kelimeye dayanmaktadır. Teklif hazırlama sırasında üstlenilecek koşulların net bir şekilde ifade edilmesi, hem idare hem de yüklenici için ihtilafların daha zamanında ve uygun maliyetli bir şekilde çözümünü kolaylaştıracaktır. Bir GDSR'nin tipik bir özeti Ek C'de yer almaktadır.
Özetle, zemin bilgilerinin sunumu teklif sahibinin dikkatini proje sahasındaki zemin koşullarına uygun verilere odaklamalıdır. Değeri sınırlı, gereksiz bilgiler hariç tutulmalı veya vasıflandırılmalıdır.
C . Öneriler:
Yeraltı Araştırmaları AASHTO El Kitabında (1988) belirtildiği gibi, zemin bilgilerinin beyanına ilişkin mevcut AASHTO kılavuzunu karayolu kurumları takip etmelidir.
“İlgili tüm jeoteknik verilerin teklif sahiplerine sunulması ve yükleniciden ya teslim aldığını gösteren evrakları imzalamasını istemek ya da bu bilgilerin (sözleşme) belgelerine dahil edilmesi genellikle arzu edilir ve basiretli bir davranış kabul edilir. Kullanılabilir hale getirilen verilerin sınırlarını ve uygulanabilirliğini açıkça belirten uygun sözleşme maddeleri olmalıdır. Ayrıca, projenin jeoteknik yönlerini açıklığa kavuşturmak ve teklif verme için tek tip bir temel sağlamak için teklif veren yüklenicilere uygun jeoteknik raporun(GDSR) sunulması da arzu edilir. Bununla birlikte, özellikle sözleşme belgelerinde yer alacaksa, jeoteknik analizin dağıtılmasına ilişkin bir politikanın Federal Karayolları idareleri tarafından daha az kabul gördüğü ortadadır ve yorumlayıcı bilginin veriliş amacını açıklayan ve yüklenicinin kendi sonuçlarını çıkarma yükümlülüğüne ilişkin net sözleşme hükümlerine daha fazla ihtiyaç vardır."
Aşağıdakilere dikkat edilmelidir:
İlgili tüm zemin bilgileri sözleşme belgelerinde açıklanmalıdır. Açıklama çeşitli şekillerde olabilir, ancak beyan edilen tüm yeraltı bilgilerinin bir özeti dahil edilmelidir. Özete, ilgili sözleşme dokümanının indeks sayfası aracılığıyla teklif sahipleri tarafından kolayca erişilebilmelidir.
Tüm teklif sahiplerine aynı bilgilere erişim için eşit fırsat sağlanmalıdır.
Proje zemin koşullarına ilişkin gerçek zemin verileri, sözleşme belgelerinde kolayca anlaşılabilir bir şekilde sunulmalıdır. Gereksiz olgusal veriler, sözleşme belgelerinde ayrıntılı olarak sunulmamalıdır, ancak teklif sahibinin denetimi için belirlenmiş bir yer ve zamanda sunulabilir. Mümkün olduğunda ve özellikle duvar veya yapı altlarında , zemin araştırmalarından elde edilen gerçek veriler ölçekli bir kesitte detaylı olarak yeniden verilmelidir. İlgili toprak test sonuçları, test formlarından çıkarılmalı ve özetlenmelidir. Kapsamlı inşaat öncesi test programı raporlarından alınan çıkarılan özet bilgiler, sözleşme belgelerine dahil edilmelidir.
İlgili toprak ve kaya nümuneleri, istekliler tarafından incelenmek üzere belirlenmiş bir zamanda ve yerde hazır bulundurulmalıdır. Sözleşme belgeleri, nümunenin mevcut olduğuna dair bir bildirim içermelidir.
İdare, sağlam olmayan ya da projeye uygulanabilir olmayan eskiden kalmış herhangi bir yeryüzü veya yeraltı zemin verisini vasıflandırarak kullanmalıdır.
Proje zemin koşullarına ilişkin yorumlayıcı zemin bilgileri, teklif sahipleri tarafından incelenmek üzere belirlenen bir zamanda ve yerde hazır bulundurulmalıdır. Yorumlayıcı bilgiler, idarenin kalifiye mühendislerinin veya mühendislik jeologlarının görüşlerini olduğunu belirterek açıkça işaretlenmeli ve yüklenicinin kendi yorumlarının yerini almamalıdır.
İdare tarafından, önemli zemin çalışmalarını içeren karmaşık projeler için bir Jeoteknik tasarım özet raporu hazırlanmalıdır. GDSR, sözleşme belgelerinin bir parçası olarak yasal olarak dahil edilmelidir.
İdare ve yükleniciler arasında adaleti teşvik etmek için sözleşmeye dahil edilebilecek ek faaliyetler aşağıdakileri içerir.
Yeraltı koşullarını tartışmak için bir ihale öncesi toplantı planlayın.
“Farklı Saha Koşulu” DSC maddesini doğrudan sözleşme metnine dahil edin ve maddenin bulunduğu sayfa numarasını zemin bilgilerinin özeti sayfasında kaydedin.
Belirli bir proje sahasındaki zemin durumu ile ilgili deneyimleri tüm olası teklif sahiplerine iletmek için özel plan notları kullanın. Bir örnek aşağıdaki gibidir:
" Bu sahada BAF-1'den BAF-4'e kadar numaralandırılan sondajlarda çok miktarda kayaya rastlanmasa da, bu alandaki önceki projeler büyük miktarda kaya parçası buldu. Bu nedenle, Yüklenicinin kazılarda önemli miktarda kaya parçasıyla karşılaşması beklenmelidir. Yüklenici, bu alandaki kaya parçalarının kaldırılmasına yönelik olarak algılanan maliyet artışını, Madde xxx için teklif fiyatına dahil etmelidir." Notun amacı, idarenin sahip olduğu sahadaki potansiyel kaya parçası miktarına ilişkin bilgileri teklif sahipleriyle paylaşmaktır ve yüklenicinin alandaki kazı için nasıl teklif vermesi gerektiğini belirtir. Ayrıca, "kaya parçası" terimi, kaldırılacak belirli bir malzeme boyutunu ifade eder, bu da "kaba çakıla kıyasla önemli ölçüde zorluk teşkil eder." Sondaj kütükleri, toprakların kaba çakıl mı (yalnızca kaba çakıl büyüklüğündeki parçacıkları belirtir), kaya parçası mı (yalnızca kaya parçası büyüklüğündeki parçacıkları gösterir) yoksa kaba çakılı ve kaya parçaları birlikte mi tanımlandığını belirlemek için de incelenebilir. Kaya parçalarının tam sayısı, boyutu veya sertliği bir sahadaki mevcut keşif prosedürleriyle belirlenemez. Projede verilen özel notlar, teklif sahiplerinin zemin koşulları riskini hesaplamasına ve hesaplanan riski kullanarak teklif fiyatlarını düşürmesine yardımcı olabilir.
Özel istisnamaddeleri/sorumluluk reddi maddeleri, idarenin neyi olgusal veriler olarak değerlendirdiğini ve neyin yoruma tabi olduğunu tanımlamak için proje notları olarak kullanılabilir. Özel istisna maddeleri/sorumluluk reddi maddelerinin kullanımı, genellikle uygulanamayan genel istisna maddeleri/sorumluluk reddi maddesinin kullanımına tercih edilir. Özel istisna maddeleri/sorumluluk reddi beyanı örneği aşağıdaki gibi bir ifade olabilir;
"BAF-1'den BAF-4'e kadar olan sondaj günlükleri, her sondajın yapıldığı konumdaki durumu temsil eder ancak koşullar sondajlar arasında kalan bölgelerde değişebilir."
Bu proje notu esasında bir garanti belgesidir. İdarenin sözleşme projelerinde gösterilen sondajların konumlarını saptarken, delme işlemi ve günlüğe yapılan kayıt sırasında uygun teknikleri kullandığını doğrular. İnşaat sırasında bir sondaj kuyusunun olduğu konumda karşılaşılan zemin koşulları, loglarda belirtilenlerden önemli ölçüde farklı ise Tip I DSC için temel oluşturur. Fakat, inşaat sırasında sondaj kuyuları arasındaki bölgelerde rastlanan zemin koşulları, sondaj günlüklerinde belirtilenlerden önemli ölçüde farklı olan Tip II DSC için temel oluşturabilir ancak Tip I DSC için temel oluşturmayabilir.
6. Değerlendirme Prosedürü
Farklı zemin koşulu var mı? Farklı saha koşulu iddiasının bildirilmesinin hemen ardından, İdarenin jeoteknik personeli, farklı saha koşullarının bulunduğu yerde bir saha incelemesi yapmalıdır. İdarenin sahanın durumunu derhal araştırma sorumluluğu olduğunu ve yüklenicinin de bölgeyi makul bir süre bulduğu gibi koruma sorumluluğu olduğunu unutmayın.
Yüklenici tarafından karşılaşılan koşulları eksiksiz olarak belgeleyin. Bu, sahadan örneklerin çıkarılmasını, mevcut cihazlardan okuma yapılmasını, denetçilerle görüşülmesini ve bu alanda veya projedeki diğer benzer alanlarda daha fazla keşif talep edilmesini içerebilir. Jeoteknik mühendisi, yüklenicinin toprak nümunesi çıkarma vb. gibi ekstra iş taleplerini sorumlu mühendis aracılığıyla yönetmelidir. İdare ayrıca bildirim tarihini (hem sözlü hem de yazılı), inceleme tarihini ve iddia edilen DSC'nin nasıl ele alınacağına dair yüklenici ile takip toplantılarının tarihini belgelemelidir.
Adım 1 - İdare tarafından tasarım aşamasında kullanılan zemin bilgilerini gözden geçirin. İhaleye davet toplantısında ve teklif öncesi toplantıda, projeler, şartnameler ve keşif cetvelinde söz edilen bilgileri ve teklif sahiplerine sunulan diğer bilgileri gözden geçirin.
Adım 2 – Beyan edilmeyen belgeleri ve bu belgelerde bulunan bilgilerin iddia edilen farklı saha şartı üzerindeki etkilerini değerlendirin.
Adım 3 - Proje sahasındaki gerçek zemin koşullarını inceleyin. Gerçek durumu fotoğraflar, notlar ve / veya video yöntemleriyle kaydedin. Çalışmayı doğrulamak için her belgeye tarih, saat ve yazarın adını yazmayı unutmayın.
Adım 4- Karşılaştırma yapın ve farklılıkları belgeleyin.
Adım 5 - "Farklı Zemin Koşulu" hakkında bir karar verirken aşağıdaki hususları göz önünde bulundurun.
a. Toprak ve / veya kaya türleri sözleşme belgelerinde belirtilenlerden önemli ölçüde farklı mı?
b. Toprak ve / veya kaya fiziksel özellikleri, sözleşme belgelerinde belirtilenlerden önemli ölçüde farklı mı?
c. Yeraltı suyu seviyeleri sözleşme belgelerinde gösterilenlerden önemli ölçüde farklı mı?
d. Zemin kotları sözleşme belgelerinde gösterilenlerden önemli ölçüde farklı mı?
e. Yüklenici, ihale öncesi saha incelemesi sırasında durumu fark etmiş olmalı mı?
f. Yüklenici, koşula ilişkin derhal yazılı bir bildirimde bulundu mu (böyle bir bildirimin olmaması Eyalet kanunlarına veya idareye verdiği zarara bağlı olarak bir talebi engellemeyebilir)?
g. İdare, durum bildirimine derhal yanıt verdi mi ve durum denetim sırasında hala ortada mıydı?
h. Genel proje performansı üzerindeki etkisi neydi?
I. İnşaat ekipmanları üzerindeki etki neydi?
j. İnşaat süresi üzerindeki etkisi neydi?
k. İş yapmanın maliyeti üzerindeki etkisi neydi?
Ek D'de yer alan "Farklı Yeraltı Saha Koşullarının Yönetimi" ve "Karar" için ekli akış şemalarına bakın.